transdermalteknolojisağlıkbitcoingazeteler
DOLAR
34,3826
EURO
36,8470
ALTIN
2.970,27
BIST
9.184,82
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Çok Bulutlu
15°C
İstanbul
15°C
Çok Bulutlu
Pazartesi Az Bulutlu
18°C
Salı Çok Bulutlu
15°C
Çarşamba Çok Bulutlu
14°C
Perşembe Çok Bulutlu
14°C
Reklam

SAĞLIKLI YAŞAM – FİZİKSEL AKTİVİTE -BESLENME

SAĞLIKLI YAŞAM FİZİKSEL AKTİVİTE

SAĞLIKLI YAŞAM – FİZİKSEL AKTİVİTE -BESLENME

Hareketsizliğin Sonucu ?

Günlük orta şiddette 30 dakika egzersiz önerisi konusunda uzmanların görüş birliği bulunmaktadır. Gençler için daha uzun süreli, daha şiddetli egzersizlerin yapılması kemik ve kaslarının daha sağlıklı olmasını sağlamaktadır. Tabi ki yaş oranı göz önünde bulundurularak yüklenme yapılmalıdır.

Fiziksel aktivite; ağır, yorucu koşu ya da rekabete dayalı sporların yapılması  değildir. Çocukların okula yürüyerek gitmesi, parkta yürüyüş yapmak, asansör yerine merdivenleri kullanmak, otobüsten iki durak önce inerek yürümek fiziksel aktivite olarak değerlendirilmektedir.

Dünya nüfusunun %60’ının yeterli fiziksel aktivitede bulunmadığı düşünülmekte ve özellikle gelişmekte olan ülkelerdeki yetişkinlerin yaşamlarının daha hareketsiz olduğu bilinmektedir. İnsanlar için çocukluk ve genç erişkinlik dönemi kişilere fiziksel aktivite alışkanlığının kazandırılması ve yaşam boyu devam ettirilmesi için en uygun dönemdir. Genç yaşta edinilen hareketsiz bir yaşam alışkanlığı ve yerleşmiş olan kötü beslenme alışkanlıklarını daha sonraki dönemlerde değiştirmek çok zordur. İnsan yapısı açık bir şekilde fiziksel aktivite için tasarlanmıştır. Geçen 20 yılda, geniş topluluklar üzerinde yapılan ve diğer deneysel çalışmalarda bulunduğu gibi hareketsizliğin hastalık ve erken ölüme neden olduğu kanıtlanmıştır. Özellikle orta yaş ve sonrası kabul edilebilir düzeyde fiziksel aktivite  olmalıdır. Enerji harcamasıyla sonuçlanan tüm bedensel hareketlerdir (ev işleri, alışveriş gibi günlük rutin aktiviteler), Egzersiz: Zindeliği ve sağlığı geliştirmek için özel olarak tasarlanmış planlı ve yapısal tekrarlayıcı belirli bir süre devam eden hareketlerdir. Spor: Kişinin kendi kendisini ya da rakibini aşmasını hedefleyen, rekabet içeren, belirli kurallarla sınırlanan, bireysel veya takım olarak yapılan kurallarla yönetilen fiziksel aktivitelerdir. Ancak birçok Avrupa ülkesinde, spor terimi egzersiz ve boş zaman fiziksel aktiviteleri için kullanılmaktadır. Fiziksel zindelik: Dayanıklılık, hareketlilik, esneklik ve güç gibi fiziksel aktivite kapasitesinin sürekli belirli bir üst seviyede olması halidir.

 

FİZİKSEL AKTİVİTE, BESLENME VE SAĞLIKLI YAŞAM  yapan bireylerde erken ölümlerin ve ciddi hastalıkların önlemesinde aktivitenin iki kat daha etkili olduğu gösterilmiştir. Kalp hastalıklarının önlenmesi için, dördüncü temel risk faktörü olarak, kabul edilen hareketsizliğin ortadan kaldırılmasının yüksek tansiyon, yağ metabolizması bozukluklarının ve sigara içmenin engellenmesiyle eşit yarar sağladığı bilinmektedir. Hastalık ve ölümler sadece kişileri ve ailelerini etkilememekte, aynı zamanda iş kaybı ve sağlık kaygıları nedeniyle yüksek ekonomik maliyetlere neden olmaktadır. Fiziksel aktivite, bireysel olarak kronik hastalıkları önlemede, toplumsal olarak halk sağlığının iyileştirilmesinde etkilidir ve kadın, erkek, her yaştaki bireye fiziksel, sosyal, zihinsel ve ruhsal yararlar sağlamaktadır. Fiziksel aktivite, beslenme alışkanlıklarının düzeltilmesi, sigara, alkol ve uyuşturucu kullanımının azaltılması, iş kapasitesinin artırılması, sosyal ilişkilerin güçlendirilmesi gibi durumları olumlu olarak etkilemektedir. Hareketsiz yaşam, tüm dünyada giderek artan bir boyuta ulaşmıştır. Hareketsiz yaşamın neden olduğu bedensel, ruhsal hastalık ve sorunların kaygı verici düzeylerde olduğu otoriteler tarafından kabul edilmektedir. İnsanların acı çekmesi, üretkenlik kaybı ve sağlık kaygıları olması nedeniyle de toplumsal maliyet giderek yükselmektedir. Fiziksel aktivite birçok hastalık için hem önleyici, hem de iyileştirici etkilere sahiptir. Hareketsiz bir yaşam, diğer risk faktörleriyle birlikte kalıcı ve uzun süreli (kronik) hastalıkların gelişmesinde önemli bir faktördür. Düzenli fiziksel aktivite kalp hastalıkları, felç, meme ve kolon kanseri riskini çeşitli mekanizmalarla azaltmaktadır. Genel olarak, fiziksel aktivite glukoz metabolizmasını düzenlemekte, vücut yağ yüzdesini azaltmakta ve kan basıncını düşürmektedir. Bu olumlu etkiler kardiyovasküler hastalık ve şeker hastalığı riskini azaltan en önemli etkenlerdir. Ayrıca bu hastalıkların şiddetini hafifletmede de etkileri bulunmaktadır. Fiziksel aktivite barsak geçiş zamanını azaltarak kolon kanseri riskini de azaltabilmektedir. Fiziksel aktivitenin hormonal metabolizma üzerinde etkileri sonucu meme kanseri riskini de azalttığı bilinmektedir. Fiziksel aktivitelere katılmak, iskelet-kas sisteminin, sırt ağrılarının, kemik erimesinin iyileştirilmesinde, vücut ağırlığını korumada, depresyon belirtilerini, anksiyete ve stresi azaltmada etkili olmaktadır. Tıbbi yararlarının yanı sıra fiziksel aktivitenin sosyal ilişkileri artırarak şiddet eğilimini azalttığı bildirilmektedir. Fiziksel aktiviteyi artırmaya yönelik, ulaşım ve şehir planlama politikalarında yapılacak çevresel değişiklikler sonucu trafik yoğunluğu ve çevre kirliliğinin de azaldığı bilinmektedir. Fiziksel aktivitenin, sağlık giderlerini azaltma gibi ekonomik yararları da bulunmaktadır. Gelişmekte olan ülkelerden sağlanan verilere göre hareketsizliğin neden olduğu maliyet oldukça yüksektir. Koroner Kalp Hastalıkları Ve Felç Aktif bir yaşam tarzının sağlanması ve en azından orta düzey aerobik zindelik egzersizleri ciddi kalp hastalıklarına yakalanmayı ya da bu hastalıklardan ölme riskini yarı yarıya azaltmaktadır. Düzenli yürüyüş, koroner kalp hastalıkları vakalarında bir azalma sağlamakta, benzer olarak işe bisiklet veya aktif yollarla gitmek, haftada dört saat eğlenceli aktivite veya haftada en az 800 kkal boş zaman aktivitesi yapmak azalan hastalık riski ile ilişkili bulunmuştur. Obezite, diğer hastalık durumlarından daha fazla olacak şekilde son yıllarda giderek artan hareketsiz yaşam, çevresel değişikliklerin (motorlu taşımacılık, elektronik ev araçları ve ekran eğlenceleri, ucuz yüksek enerji yoğunluklu besinler…) doğurduğu bir sonuçtur. Obezite görülme oranı son 20 yıldır üç kat artmıştır ve bu artan toplumsal yaygınlık, birçok gelişmiş ülkeye yansımıştır. Bu durumun artan enerji alımından çok, azalan fiziksel aktivite ile ilişkili olduğu belirlenmiştir. Egzersiz fazla kilolu veya obez olan bireylerde ağırlık kaybı sağlamakta, enerji sınırlı diyetlerle birleştirildiğinde kilo kaybını artırmakta, kas dokularını koruyarak ve yağ kaybını artırarak vücut bileşimini geliştirmektedir. Fiziksel aktivite abdominal şişmanlık riskini azaltmada etkili olduğu gibi, tek başına diyet tedavisine kıyasla uzun dönem ağırlık kaybı için de daha güçlü bir tedavi seçeneğidir. Yürüyüş, bisiklete binme ve bahçe işleri gibi hobi tarzı aktiviteler diyabetin azalan riski ile ilişkilidir. Egzersiz, diyabet tanısını geciktirmesi veya engellemesinin yanı sıra diyabet tanısı konmuş bireylerde de yararlı etkilere sahiptir. Haftada üç kez 30-40 dakika yürüyüş veya bisiklete binme gibi egzersiz programları yapılmasının diyabette kan şekerinin kontrolünün sağlanmasında küçük, ancak önemli gelişmeler sağladığı gösterilmiştir. Kanser Kanser ölüm nedenlerinin başında gelmektedir. Boş zamanlarda veya hobi olarak yapılan fiziksel aktiviteler kanser riskini azaltmaktadır. Orta düzey aktivitelere kıyasla yüksek düzey aktivitelerin daha yararlı olduğu görülmektedir. Egzersizin en güçlü koruyucu etkisi, %40–50 oranında risk azalmasının sağlandığı kolon veya kolorektal kanserlerdir. Fiziksel aktivite, akciğer kanserinin önlenmesinde sigara ve diğer yaşam tarzı değişikliklerinden sonra %40 oranında riskin azalmasını sağlamaktadır. Benzer olarak; göğüs kanseri için de yararlıdır; ancak prostat veya testis kanserinde bu kadar etkili değildir. Egzersizin kanserin tedavisinde daha az önemli olduğu, hastalığın ilerlemesinin egzersiz ile yavaşlatılabileceği konusunda yetersiz veri olsa da yorgunluk hissinin ve bulantıların azalması gibi yaşam kalitesi ile ilgili olan faktörlere yararlı olduğu görülmektedir.

 

FİZİKSEL AKTİVİTE, BESLENME VE SAĞLIKLI YAŞAM

Kas-İskelet Sağlığı Kas iskelet bozuklukları ve sırt ağrısı, osteoartrit ve osteoporoz gibi hastalıklar insanların acı çekmesinin, bozulan yaşam kalitesinin ve iş üretkenliği kaybının önemli nedenleridir. Egzersizler; daha güçlü kaslar, tendonlar ve bağ dokuları ile daha kalın ve daha yoğun kemik gelişimini sağlamaktadır. Bu durum fonksiyonel kapasiteyi geliştirmekte ve yaşlı insanların daha bağımsız yaşamasını sağlamaktadır. Iyi Ruh Hali Fiziksel aktivite ve sağlık ilişkisi daha çok koroner kalp hastalıkları, kanser, obezite ve diyabet gibi hastalıklarda ön plana çıkmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü gittikçe daha çok sayıda kişiyi etkileyen depresyon ve anksiyete şeklindeki ruh hastalıklarının 2020 yılında yaşam kalitesini tehdit eden en önemli nedenlerinden biri olacağını tahmin etmektedir. Bilimsel çalışmalar, fiziksel aktivitenin depresyonu azaltabileceğini göstermektedir. Çalışmaların çoğu, fiziksel aktivite ile kendini iyi hissetme hali ve olumlu duygular; kendi vücut görüntüsü hakkında daha olumlu algılama, kendine fiziksel değer verme ve kişinin kendisiyle gurur duyması gibi konularda iyi yönde gelişmeleri göstermektedir. Ayrıca fiziksel aktivitenin stres durumunu azalttığı, strese direnci geliştirdiği, uyku bozuklukları olanlarda ya da olmayanlarda uykunun kalite ve süresini de olumlu yönde etkilediği belirtilmiştir. Fiziksel Aktivite Önerileri Sedanter yaşamın doğuracağı sonuçlar iyi bilinmektedir. İnsanlar daha aktif olduğunda, kalp hastalıklarından ölüm riski, kanser ve diyabet riskleri azalır, ağırlıklarını daha kolay yönetirler, fiziksel iş kapasiteleri artar ve kas ve kemik sağlıkları, aynı zamanda psikolojik iyi hal ve yaşam kaliteleri de gelişir. Fiziksel aktivite ile sadece beklenen yaşam süresinin uzaması değil, kalitesinin de artacağı araştırma sonuçlarıyla kanıtlanmıştır. Kardiyovasküler zindeliği geliştirmek için, geniş kas gruplarını düzenli çalışmalarla, maksimum kalp atım hızının %60–80’iyle egzersiz önerilmektedir. Bu, yaklaşık 20 yıldır önerilmekte olup; böylece kişilerin sedanter yaşamdan orta aktif yaşama geçerek önemli sağlık yararları sağlayabilecekleri belirlenmiştir (maksimum kalp atım hızının hesaplanmasında bireysel farklılıklar olmakla beraber genelde; 220’den kişinin yaşını çıkararak bulunabilir). Aktivitenin farklı tür ve yoğunlukları, sağlığın ve zindeliğin farklı yönlerini geliştirmektedir. Örneğin, öğle aralarında hafif bir yürüyüş dolaşımsal zindelik gelişimi sağlamak için yeterli olmasa da, işe sağlıklı bir ara vermeyi sağlamakta, ruh halini geliştirmekte, stresi azaltmakta ve aynı zamanda vücut ağırlık kontrolüne de katkıda bulunmaktadır. Günlük yaşam ve boş zamanlarda küçük, fakat düzenli aktiviteler enerji dengesinin sağlanması ve uzun dönemde ağırlık kontrolünde anlamlı bir fark yaratabilir. Örneğin, her gün televizyon izlemek yerine, bir saat ayakta kalmak yılda 1-2 kg yağ harcaması ile sonuçlanabilir. Günlük olarak yapılan 20 dakikalık tempolu yürüyüşler, yılda 5 kg’lık bir vücut ağırlığı kaybı ve birçok insan için kardiyovasküler zindelik ve diğer olası bedensel ve ruhsal sağlık yararları sağlayacaktır. Televizyon izleme gibi sedanter işlere harcanan zamanda da olumlu bir azalma olacaktır. Güç ve germe egzersizleri ise özellikle yaşlı insanlar için önemlidir. Fiziksel Aktiviteniz ve Beslenmeniz İçin Hareket Planı – Aktivite/egzersiz alışkanlıklarınızı sağlıklı bir beslenme düzeni ile destekleyin. – Egzersiz öncesi, sırası ve sonrasında yeteri kadar su içmeyi unutmayın. – Aç ya da tok olarak egzersize başlamayın. Egzersizden 4 saat önce ana öğününüzü tüketmiş olmalısınız. – Aşırı egzersiz besin öğelerine olan gereksiniminizi arttırır, bu nedenle yeterli ve dengeli beslenin. Besin çeşitliliğine önem verin. – Egzersizden hemen önce meyve suyu, çikolata, şekerlemeler vb. basit karbonhidrat ve yüksek yağ içeren besinleri tüketmeyin.  Esnek bir aktivite planınız olsun. Eğer bir, iki gün hiç egzersiz yapmazsanız kendinizi suçlu hissetmeyin. Unutmayın, aktivitenin aylarca veya yıllarca istikrarlı bir şekilde sürmesi daha önemlidir.

SAĞLIKLI YAŞAM

Egzersize başlamadan önce doktorunuza danışın ve kendinize birden yüklenerek çok zorlamayın. – Aracınızı park edin ve yürüyün; Yürüyüş için bütün olanakları kullanın. Günün sonunda kendinizi daha iyi hissedeceksiniz. – Eve veya işyerine giderken otobüsten birkaç durak önce inerek geri kalan yolu yürüyün. – Asansör yerine merdiven kullanın. – Üzgün olduğunuzda veya sıkıldığınızda yürüyüşe çıkın. – Arkadaşlarınızla beraber yapabileceğiniz aktivitelere katılın. – Akşamlarınızı tembel bir şekilde geçirmeyin. Televizyon izlerken çeşitli egzersizler yapın. – Egzersiz yaparken uygun kıyafet ve ayakkabı giyin. – Ev işlerinizi yapmak için birini tutmak yerine kendiniz yapın. – İşyerinizde, okulunuzda düzenlenen spor turnuvalarına katılın. – Fiziksel olarak aktif değilseniz ne zaman ve nasıl aktif olabileceğinizi belirleyin ev işlerine daha çok fiziksel güç harcayın. – Yavaş başlayın, kısa bir süre içerisinde çok fazla yapmayın. – Bedeninizi dinleyin Eğer baş dönmesi, mide bulantısı, ağrı ve çok fazla yorgunluk hissedersiniz bu kısa bir süre içerisinde çok fazla egzersiz yaptığınızın göstergesidir. – Eğer yaptığınız egzersizle rahatsanız miktarını artırın ve aşamalandırın. – Bir haftada beş veya daha fazla gün, yarım saat, orta yoğunlukta fiziksel aktivite yapmayı amaçlayın

FİZİKSEL AKTİVİTE,

Asansör yerine merdiveleri kullanın,

Günde birkaç kez kısa yürüyüşler yapın ve fırsat buldukça yürüyün,

Uzun süre hareketsiz kaldığınızda esneme hareketleri yapın. Hafif aktiviteler: Hafif yürüyüş, işe yürüyün, bahçe işleri ile uğraşın Asansör yerine merdivenleri kullanın

BESLENME İLE İLGİLİ ALTIN KURALLAR

• Egzersiz yapanlar performanslarını artırmak için enerji ve besin öğelerini yeterli almalı, dengeli ve çeşitli beslenmelidirler.

• Besin öğeleri 6 farklı kategoride değerlendirilir. Karbonhidratlar, yağlar, protein, vitamin, mineraller ve su.

• Besin öğelerinin büyüme-gelişmeyi desteklemek, enerji sağlamak, metabolizmayı düzenlemek gibi 3 ana fonksiyonu vardır.

• Egzersiz yapanlar en az 2-3 porsiyon süt, yoğurt, peynir, 2-3 porsiyon et, balık, kuru fasülye, yumurta ve kuruyemişler, 3-5 porsiyon sebze, 2-4 porsiyon meyve, 6-11 porsiyon ekmek, tahıl, pirinç ve makarna grubundan tüketmelidirler.

• Egzersiz yapanların en çok tüketmesi gereken kompleks karbonhidrat içeren yiyecekler; ekmek, tahıl, pirinç ve makarnadır.

• Egzersiz yapanlar, kan şekeri düzeyini sabit tutmalıdır. Kas glikojen depolarını dolu tutmak için kompleks karbonhidrattan zengin besinleri tüketmelidir.

• Egzersiz yapanlar, uygun miktarda (orta düzeyde) protein tüketmelidir. Fazla miktarda protein tüketmek kas kitlesini artırmaz.

• Sindirimi uzun sürdüğü ve fazla tüketimi sağlık için zararlı olduğundan yağlı besinlerin tüketimi sınırlandırılmalıdır.

• Özellikle yoğun egzersiz yapanlar için antioksidan vitaminler olan A, C, E vitaminleri önem taşımaktadır, yoğun antrenmanlar sırasında vücutta oluşan zararlı maddelerin temizlenmesini sağlar. • Egzersiz yapanlar için demir, kalsiyum ve çinko minerallerinin yeterli alımı önemlidir.

• Yeterli ve dengeli beslenildiğinde ek olarak vitamin, mineral, besin destekleri almaya gerek yoktur.

• Daha çok bitkisel kaynaklar olmak üzere, çeşitli besin tüketilmeli, hayvansal kaynaklı besinler sınırlı kullanılmalıdır.

• Besin tercihlerinin her zaman dengelenmesine özel gösterilmelidir.

• Diyeti karbonhidrattan zengin olan besinler üzerine kurulmalıdır. Günde birkaç kez tahıl ve tahıl ürünleri, ekmek ve makarna, pirinç…vb tüketilmelidir.

Çeşitli tahıllar ve tahıl ürünleri, beslenme piramidinin temelinde gösterildiği gibi tüm öğünlerin temelini oluşturmalıdır. Dünya Sağlık Örgütü önerilerine göre; toplam günlük enerji alımının yarısından çoğu bu besin grubundan sağlanmalıdır; çünkü yağ içeriği azdır ve hem besin öğesi hem de aktif besin bileşenleri içeriği yüksektir. Bu gruptaki besinler protein, diyet posası, mineral (kalsiyum, potasyum, magnezyum) ve B grubu vitamini alımlarına anlamlı derecede katkıda bulunur.

• Posa alımını artırmak için, kepekli ekmek, makarna ve diğer tahıl ürünlerinin de kullanılmasına gayret edilmelidir.

Karbonhidrat tüketmekten çekinilmemelidir. Organizma için birinci derecede önemli enerji kaynağıdır ve karbonhidratların enerji içeriği yağdan daha azdır. Karbonhidratların 1 gramı 4 kkal, yağların 1 gramı 9 kkal sağlamaktadır.

• Posalı besinler insan sağlığı üzerindeki olumlu etkileri birçok araştırmayla belirlenen kompleks karbonhidratlardan oldukça zengindir. Karbonhidratların bu grubuna ait olan diyet posası, kabızlık, divertikül gibi hastalıklara ve hemoroide karşı koruyucu, kan kolesterolünü düşürmeye yardımcıdır. Vücut ağırlığının düzenlenmesinde de önemli rolleri vardır.

• Tercihen taze sebze ve meyveleri (günde en az 400 g) tüketilmelidir. Birçoğumuz bu besinleri yeterli düzeyde tüketmesek de, bu besinler organizmamızın düzenli çalışması için elzem olan önemli mikro besin öğeleri (mineraller ve vitaminler) sağlamaktadır. Özellikle taze olan sebze ve meyveler demir, kalsiyum, magnezyum, potasyum, A, C vitaminleri, folik asit, B6 vitamini, diyet posası, elzem besin öğeleri ve besin öğesi olmayan bileşenlerden zengindir. Ayrıca sebze ve meyvelerin yağ ve enerji içerikleri azdır ve “düşük enerji yoğunluklu” besinlerdir. Bu nedenle günlük diyetle tüketimleri obezite ve obeziteyle ilişkili hastalık (kalp ve damar hastalıkları, bazı beyin hastalıkları, bazı kanser türleri, tip 2 diyabet vb.) riskini azaltmaktadır.

• Hayvansal kaynaklı besinler orta düzeyde tüketilmelidir.

 

BESLENME 

Hayvansal kaynaklı besinler çocuk ve gençlerin büyüme ve gelişimi için önemli olduğu gibi, yaşamın sonraki dönemlerinde de organizmanın düzgün çalışması için elzemdir. Bu grup biyolojik olarak değerli, iyi kaliteli protein ve organizmamızın sentezleyemediği elzem amino asitlerden oluşmaktadır. Ayrıca B12 vitamini (bitkisel kaynaklı besinlerde bulunmadığı için), demir, magnezyum, çinko, krom ve yağlardan da zengindir. Diyetimizde çok az tüketilen balık, zengin omega-3 yağ asiti içeriğine bağlı olarak bazı kronik hastalıklara karşı önemli bir koruyucu etkiye sahiptir. Balık tüketimini arttırmak gereklidir. Süt ve ürünleri grubundan yağı azaltılmış ürünler seçilmelidir. Bu gruptaki besinler kemiklerin gelişimi için gerekli olan kalsiyum ve iyi kaliteli protein ve A, D, B grubu vitaminlerinin iyi kaynaklarıdır. Peynir kalsiyumun iyi bir kaynağı olmasına karşın yüksek miktarda tuz içermektedir. Bu nedenle peynirin, düşük tuz içerenleri tüketilmelidir. Egzersizin kötü kolesterolü (LDL’yi) düşürücü, iyi kolesterolü (HDL’yi) yükseltici olumlu etkisi vardır.

• Bol sıvı tüketin Su yaşamsal olarak önemli bir içecektir, su yeterli miktarlarda içilmelidir. Yetişkinler bir günde en az 2 litre, ortam çok sıcaksa veya fiziksel olarak aktiflerse en az 3 litre su içmelidir. Sade su hem hoş, hem de sağlıklı sıvının iyi bir kaynağıdır. Meyve suları, süt, çay, kahve, alkol içermeyen içecekler de sıvı gereksinimini karşılamak için iyi seçeneklerdir.

• Egzersiz yapanların vücutlarındaki sıvı miktarının azalması performansı düşürür.

• Egzersiz yapanlar, egzersiz sırasında her 15-20 dakikada yaklaşık 1 çay bardağı su tüketmelidir.

• Egzersiz yapanlar için en ideal içecek serin sade sudur.

• Su içmek için susama beklenilmemelidir.

• Vücudunuzdaki sıvı miktarının yeterli olup olmadığını anlamak için idrarın rengi ve miktarı kontrol edilmelidir.

FİZİKSEL AKTİVİTE

• Egzersizden önce ve sonra tartılarak kaybedilen vücut ağırlığı saptanıp, en az kaybedilen kilo kadar su içilmelidir. Sıvı tüketimini artırmak için günün her saatinde sıvı tüketilmeli ve sıvı içeriği çok yüksek sebze ve meyveleri bolca yenilmelidir. Egzersiz yapanlar için en ideal içecek sade sudur. Suyun yanında süt, ayran, meyve suları, çorba gibi içecekler de vücudumuzdaki sıvı miktarının artırılmasında yardımcı olurlar. Ancak çay ve kahve, vücutta çok fazla kalmazlar ve hemen dışarı atılırlar. Mümkünse daha az çay ve kahve tüketilmelidir. Kafein içeren yiyecek ve içeceklerden (ör: kahveden) uzak durulmalıdır. Kafein idrar oluşumunu uyarır ve vücutta sıvı kaybına yol açabilir, ayrıca idrar kesesinin dolu olması rahatsızlık verir. Egzersiz öncesi, sırası ve sonrası da sıvı tüketimi artırılmalıdır. Egzersiz başlamadan 2 saat önce sıvı depolarını artırmak için yaklaşık 2-3 bardak su içilmelidir. Egzersiz sırasında da her 15-20 dakikada bir yaklaşık 1 çay bardağı su içilmelidir. Bunun için herkesin ayrı bir su şişesi olmalıdır. Egzersiz sonrasında da kaybedilen sıvı yerine koymalıdır. Bu nedenle egzersiz sonrasında bol bol su içmelisiniz. Günlük en az 8-10 bardak su içilmesi gerekmektedir. Ayrıca sıcak ve nemli havalarda vücudumuzdan daha çok sıvı kaybolmaktadır ve bu nedenle sıcak ve nemli havalarda daha çok su içmeye gayret edilmelidir. Antrenmandan önce ve sonra tartılarak kaybedilen vücut ağırlığı saptanıp, en az kaybedilen kilo kadar su içilmelidir. Uzun süreli antrenmanlarda ve müsabakalarda sporcu içecekleri de kullanılabilir. Sporcu içecekleri % 6-8 oranında karbonhidrat ve sporcunun egzersiz sırasında kaybettiği elektrolitleri de içermekte olup uzun süreli dayanıklılık egzersizlerinde (koşu, yüzme, bisiklet, vb.) kullanımı uygundur. Ancak spor içecekleri yerine hazır meyve sularını, yarı yarıya sulandırarak da sporcuların egzersiz sırasında gereksinimi olan karbonhidrat sağlanabilir. Örneğin hazır alınan 200 ml’lik bir elma suyuna 200 ml su ilave ederek antrenman sırasında kullanabilirsiniz. Ayrıca 1 litre suya 12-15 adet küp şeker, ½ çay kaşığı tuz ve biraz limon suyu ekleyerek de sporcu içeceğine benzer bir içecek hazırlayabilirsiniz. Su içmek için, susama duygusunu beklenmemelidir. Çünkü vücudunuzdaki su az ise susama duygusu ortadan kalkmaktadır. Ancak vücudunuzdaki suyun yeterli olup olmadığı idrarın rengine bakarak kolaylıkla anlaşılabilir. İdrar rengi koyu ise vücuttaki su miktarı yetersiz, idrar rengi açık ise vücuttaki su miktarının yeterli olduğu anlaşılabilir. Ayrıca normalden daha az idrara çıkılıyorsa da vücudunuz susuz kalmıştır. Vücudun susuz kalmaması için bol bol su içilmelidir.

SAĞLIKLI YAŞAM 

• Harcadığınızdan fazla enerji alınmamalıdır. Eğer yüksek enerji alımı varsa, yani “harcadığımızdan daha fazla yersek”, zaman içerisinde kronik hastalıklara neden olabilecek beden kitle artışı yaşarız. Geleneksel beslenme özelliklerimizi koruyamayarak, önerilmeyen “yeni yaşam tarzlarını” kabullendik. Bu gibi diyetleri (hamburger, pizza, kızartma…) tüketmenin yanı sıra, yürüme ve bisiklete binmeyi bıraktık ve tüm motorize taşıtları kullanmaya başladık. Artık daha az hareket ediyor, boş zamanlarımızda bilgisayarın karşısında oturuyoruz veya televizyon izliyoruz. Sağlıklı vücut ağırlığı, besin piramidinde gösterildiği gibi sağlıklı besinleri yeterli miktarlarda seçerek ve günlük fiziksel aktiviteyi dengeleyerek başarılabilir. Sağlıklı vücut ağırlığı, cinsiyet, boy, yaş ve kalıtımsal özellikleri içeren birçok etkene bağlıdır. Artan vücut kitlesi, kalp hastalıkları ve kanseri içeren birçok hastalığın gelişme riskini arttırır. Vücuttaki yağların fazlalılığı gereksinimi olandan daha fazla enerji tükettiğinizde görülmektedir. Bu ekstra enerji alımı protein, yağ, karbonhidratlar veya alkolden kaynaklanabilir. Ancak yağlar en yüksek enerji veren kaynaklardır. Fiziksel aktivite günlük enerji harcamasını artırmanın iyi bir yolu ve kişinin kendini iyi hissetmesine yardımcıdır.  Bu nedenle vücut bileşimi (vücut yağ yüzdesi) de kontrol edilmelidir. Vücut yağ yüzdesi ve vücut ağırlığı fazla ise yapılacak olan egzersiz ile birlikte uygulanacak diyetisyen kontrolündeki zayıflama diyeti ile haftada 0.5 – 1 kg ağırlık kaybı uygun görülmekte bu değerin üzerine çıkılmaması önerilmektedir. • Besinleri dengeli tüketin Eğer, porsiyon ölçülerini uygun miktarlarda tutarsanız; herhangi bir besini diyetinizden çıkarmadan, ondan keyif alarak tüketebilirsiniz. Eğer dışarıda yerseniz, bir porsiyonu arkadaşınızla paylaşmalısınız. • Sık sık yiyin Öğün atlamak, özellikle kahvaltı öğününü atlamak, genellikle izleyen öğünlerde fazla yeme, azalan iş kapasitesi ve kontrol dışı açlığa yol açabilir. Öğünler arası atıştırma, açlığı gidermeye yardımcı olabilir; ancak düzenli öğünlerin yerine geçmemesi için ara öğünlerde çok fazla yenmemelidir. Sizin için sağlıklı bir diyet nedir? Vücudumuzun sağlıklı çalışmasını sağlayan elzem makro (karbonhidrat, yağ ve proteinler) ve mikro besin öğelerinin (mineraller ve vitaminler) yeterli ve dengeli alımıdır. Sağlıklı bir diyetin amacı; çocuk ve gençlerde normal büyüme ve gelişim ile vücudun tüm organlarının günlük işlevlerini hem dinlenme hem de aktivitelerimiz sırasında sağlaması gerektiğidir. Diyetin kalitesi, tüketilen miktar ve beslenme zamanı egzersiz performansını etkilemektedir. Besinlerin çeşitliliğine önem verilmesi vitamin ve minerallerin yeterli alımını sağlar. Sihirli bir formül olmasa da, iyi performans ve sağlığı destekleyen temel diyet prensipleri şunlardır: • Enerji ihtiyacını karşılamak için yeterli düzeyde besin tüketmek, • Enerjiyi büyük oranda karbonhidratlardan sağlamak, • Performans ve sonrasındaki dönemde karbonhidrat gereksinmesini karşılamak için yiyecek ve içecekleri düzenlemek, • Protein, vitamin ve mineral gereksinimlerini karşılayabilmek için çeşitli türde besinler tüketmek,

SAĞLIKLI YAŞAM

Besinlerden keyif alın ve orta düzeyde tüketin Besin çeşitliliğine önem verin ve tabağınızın renkliliğinden keyif alın. Yemek hayattaki en büyük keyiflerden biridir. Besin seçimi geleneksel, kültürel ve yaşama çevrelerine bağlı olduğu kadar farklı yaş, cinsiyet ve özel gereksinimlere de bağlıdır. İnsanlar mutluluk ve iştahlarını tatmin etmek için yemek yer. Sevdikleri ve uygun olan besinleri kullanır. Besin seçiminde ve yemeklerin planlanmasında aile, arkadaş ve toplum temel rollere sahiptir. Beslenme, yaşamın sürdürülmesindeki öneminin yanı sıra, arkadaşlarla vakit geçirmek ve insanın sosyal bir varlık olarak gelişiminde de can alıcı bir role sahiptir. Sağlıklı diyetin temeli; üç ana ve iki atıştırma öğünden oluşmaktadır. Ana öğünler atlanmamalıdır. Şimdi başlayın ve aşamalı olarak değişiklikler yapın Yaşam tarzınızdaki aşamalı değişiklikler bir kerede büyük değişiklikler yapmaktan daha kolaydır. Üç gün için, yemeklerde ve aralarda tükettiğiniz besinleri yazın. Çok az meyve ve/veya sebze tüketiminiz mi var? Başlangıç için, bir günde sadece fazladan bir tane meyve ve sebze yiyin. Yağ içeriği yüksek olan ve kilo almanıza neden olan favori besinleriniz var mı? Bu besinleri dışlamayın ve kendinizi mutsuz hissetmeyin; ancak daha az yağ içerikli besin tercihlerini denemeye çalışın veya daha küçük porsiyonlarda tüketin veya iş yerinde merdivenleri kullanmaya başlayın!

• Performansı artırmak için sadece egzersiz günü doğru beslenmek sizi başarılı yapmaz.Yıl boyunca iyi beslenmek önemlidir.

• Egzersizden önceki son yemek, miktarına bağlı olarak 1-4 saat önce tüketilebilir.

• Egzersiz öncesi, sırası ve sonrasında yeterli miktarda sıvı tüketilmelidir.Egzersiz sırasında her 15 dakikada 1  bardak su tüketilmelidir.

• Egzersiz öncesi kompleks karbonhidrat ve sıvı yönünden zengin, orta düzey protein, düşük yağ içeren, alışkın olduğunuz yiyecek ve içeceklerden oluşan öğün tüketin.

• Egzersizden sonraki ilk 2 saatte kas karbonhidrat depolarını yerine koyun, sıvı kaybını karşılayın. Kas bile gelişimi dinlenerek olur bu yüzden aşırı zorlama yerine belirli aralıklarda yapılmasına dikkat edilmelidir.

Bu ve sağlıkla alakalı diğer konularda  araştırma , devlet hastaneleri ,şehir hastaneleri , Sağlık Bilimleri Fakültelerinin Beslenme ve Diyetetik Bölümü gerekli şekilde insanlara bilgilendirme ve bilinçlendirme yapmada öncülük etmiştir.

Eğer sizlerde vücut ve sağlıksal açıdan sorununuz olduğunu düşünüyorsanız en k ısa sürede bir uzman doktor ile görüşerek sorununuza çözüm bulabilirsiniz. Sağlık ve esenlikle kalın …

Yorumlar

  1. MUSTAFA dedi ki:

    İNSAN İÇİN EN ÖNEMLİŞEY SAĞLIĞI VE BU TÜR HABERLERİ İNSANLAR OKUDUKÇA BİLGİ SAHİBİ OLAACAK SAYNEİZDE TEŞEKKÜRLER

    1. 1 İŞ ARA dedi ki:

      sağolun mustafa bey. sizlerden yorumlarda böyle dönüşler almak güzel.